Östrojen Nedir

Östrojen nedir? Östrojen artırmak için 10 ipucu

Östrojen hormonu, vücudumuzda üretilen ve kadınlara özgü cinsiyet karakterlerinin oluşumunu sağlayan temel bir hormondur. Bu önemli hormon, kadınların fiziksel gelişimini yönlendirir; göğüslerde büyüme, adet döngüsünün düzenlenmesi ve üreme yeteneğinin kazanılması gibi kritik süreçler östrojenin etkisi altında gerçekleşir. Ergenlik döneminden başlayarak, östrojenin rolü sadece cinsellikle sınırlı değildir; aynı zamanda hamilelik, doğum ve menopoz gibi yaşamın çeşitli aşamalarında da önemli bir role sahiptir. Östrojen, vücutta çeşitli fonksiyonları düzenlemede diğer ana kadın cinsiyet hormonu olan progesteron ile birlikte işbirliği yapar.

Östrojen Nedir?

Östrojen hormonu, vücudumuzda kolesterol ile başlıca kandan sentezlenen bir steroid hormonudur. Bu önemli hormon, büyük ölçüde kadınlara özgü cinsiyet karakterlerinin oluşmasında kilit bir rol oynar. Özellikle üreme sistemi üzerinde etkili olan östrojen, bir dizi biyolojik süreçte kritik bir işlev görür.

Fiziksel gelişimde, göğüslerin büyümesinden adet döngüsünün düzenlenmesine kadar, kadının vücut yapısının oluşturulmasında etkili olan östrojen, aynı zamanda üreme yeteneğinin kazanılmasında da temel bir rol oynar. Ergenlik döneminden menopoza kadar olan yaşam evrelerinde, östrojenin çeşitli rolleri vardır. Bu hormon, cinsel olgunluğun başlamasından, hamilelik ve doğum süreçlerine kadar bir dizi önemli fizyolojik değişikliği etkiler.

Östrojenin üç ana tipi vardır: Östron (E1), postmenopozal dönemde üretilir; Östradiol (E2), üreme aktif olduğu dönemde birincil olarak salgılanır; ve Östriol (E3), gebelik sırasında temel östrojen türü olarak ortaya çıkar.

Bu çeşitli östrojen türleri, kadın reproductive sağlığı ve genel vücut fonksiyonları üzerinde karmaşık ve hayati bir etkiye sahiptir.

Östrojen İşlevleri Nelerdir?

Östrojenin temel fonksiyonlarından biri, cinsel organlar ve üreme ile ilgili dokularda büyüme ve çoğalmayı desteklemektir. Ergenlik dönemine girildiğinde, östrojen salgısı miktarında önemli bir artış gözlenir ve bu artış, çocukluktan yetişkinliğe geçişi hızlandırır. Bu dönemde, dış genital organların büyümesi ve vajinanın enfeksiyonlara karşı direncinin artması gibi östrojenin etkileri belirgin hale gelir.

Östrojen aynı zamanda kadın cinsel organları üzerinde çeşitli diğer etkilere de sahiptir. Örneğin, erişkin bir kadının meme gelişiminden sorumludur. Memelerin görünümünü şekillendirir ve yağ birikimine neden olarak genel meme formunu oluşturur. Ayrıca, östrojen, memelerde süt oluşumu için görevli yapıların gelişiminde de önemli bir rol oynar.

Östrojenin etkisi altında, yaşamın ilk 20 yılında kadın ve erkek memesi gelişimi büyük ölçüde benzerlik gösterir. Ancak, memenin süt üreten bir organ haline gelmesi, özellikle progesteron ve prolaktin hormonları tarafından etkilendiği için kadınlarda farklılaşır. Bu hormonlar, memenin süt verme fonksiyonunu destekler ve kadın vücudundaki bu özel adaptasyon, gebelik ve emzirme dönemlerinde önemli bir rol oynar.

Yaşa Göre Östrojen Seviyeleri

Östrojen hormonlarının fiziksel aktivitelerin modülasyonu üzerindeki etkileri, birçok çalışmanın odak noktası olmuştur. Son araştırmalarda, östrojenin hipotalamusta bulunan belirli beyin hücreleri üzerinde etkileyici bir rol oynayarak fiziksel aktivitede artışa neden olduğu gösterilmiştir. Ayrıca, östrojenlerin kemik yıkımını baskılayarak kemik gelişimini teşvik ettiği bilinmektedir.

Kadınlarda ergenlik döneminde östrojenin artışı, bir süre boyunca hızlı bir şekilde boy uzamasına neden olabilir, ancak bu artışın birkaç yıl içinde durarak uzun kemiklerin epifiz birleşmesini kolaylaştırarak boy uzamasını sonlandırdığı bilinmektedir. Yeterli östrojen düzeyine sahip olmayan kadınlarda, epifiz kapanması geciktiği için boy normal erişkin sınırlarının üzerinde olabilir.

Menopoz ile birlikte, overlerin östrojen salgısı büyük ölçüde azalır. Bu düşüş, kadın vücudunda çeşitli etkilere neden olur. Postmenopozal dönemde, kemiklerdeki kalsiyum ve fosfat depolarının azalması, kemik zayıflaması ve kırılganlığının artması gibi etkiler öne çıkar. Bu nedenle, postmenopozal dönemde osteoporoz gibi etkileri önlemek amacıyla östrojen tedavilerine başvurulmaktadır.

Östrojen ve Beslenme

Östrojenler, vücutta protein depolarında artışa neden olmakla birlikte, bu etkiler testosteron kadar güçlü değildir. Kadınlarda vücut yağ yüzdesi, östrojenin etkisiyle protein oranının erkeklere göre önemli ölçüde yüksek olmasına sebep olmaktadır. Kalça ve üst bacaklardaki tipik kadınsı yağlanma, östrojenin metabolizmayı ve yağ depolanmasını artırma fonksiyonu ile ilişkilidir. Östrojen, beslenme davranışını ve yağ yapımını inhibe ederken, yağ kütlesini artırmaktadır. Bir çalışma, kandaki trigliserit seviyelerinin artışına yanıt olarak midede östrojen seviyelerinin yükseldiğini göstermiştir. Bu durum, midenin östrojen salgısı aracılığıyla beslenme davranışını bastırdığını ve yağların hücre içine girişine öncülük ettiğini göstermektedir.

Obezitenin küresel bir sorun haline gelmesiyle birlikte, östrojenin rolü pek çok araştırmanın odak noktası olmuştur. Özellikle östrojen reseptörlerinin aktivasyonu, bazı beyin hücrelerinde leptin, ghrelin, insülin gibi metabolizmayı düzenleyen hormonlara etki ederek yağ doku metabolizmasını düzenler. Ayrıca, kadınlarda derinin kesilmesinin erkeklere göre daha fazla kanamaya neden olması ve derinin düzgün yüzeyli ve yumuşak olması, ısıyı tutma yeteneğini artırması ve damar sayısını artırması gibi etkilerinden de östrojen sorumlu tutulmaktadır. Gebelikte yaygın olarak görülen ödem, östrojenlerin böbreklerde su ve sodyum tutma kapasitesi ile ilişkilendirilebilir.

Östrojen Düşüklüğü ve Östrojen Fazlalığı

Düşük östrojen düzeyi, önce bahsedilen durumlar olan osteoporozun yanı sıra vajinal kuruluk ve atrofi, amenore (adet görememe) veya düzensiz adet görme, cilt kuruluğu özellikle karın çevresinde yağlanma artışı, ciddi baş ağrıları, sıcak basmalar, azalmış libido ve ağrılı cinsel ilişki, yorgunluk hissi, karamsarlık, depresyon ve öfke gibi bir dizi semptomla yakından ilişkilidir.

Erkeklerde Östrojen Hormonu 

Östrojen hormonu geleneksel olarak kadın hormonu olarak kabul edilmiş olsa da, 90 yıldan fazla bir süredir erkeklerde varlığı bilinmektedir. Bazı hayvan modellerinde yapılan çalışmalar, östrojen reseptör kaybının erkek fertilitesi ve prostat gelişiminde olumsuz sonuçlar doğurduğunu göstermiştir. Yüksek östrojen düzeyleri ayrıca erkek bireylerde jinekomasti, erektil disfonksiyon ve infertilite gibi ciddi sorunların kaynağı olabilir. Jinekomasti, erkeklerde anormal meme büyümesine verilen tıbbi isimdir. Özellikle doğal östrojen takviyeleri sonrasında bu gibi semptomların görülmesi, hekim kontrolü gerektirir.

Östrojen Seviyesi Nasıl Artırılır?

Vücutta östrojen seviyesini artırmak için tercih edilebilecek birkaç yol bulunmaktadır. Düzenli ve aşırıya kaçmayan egzersiz, düşük beden kitle endeksi hedefi, sağlıklı ve etkili cinsel hayat, stresten olabildiğince kaçınmak, beslenme kontrolü ve yeterli uyku; etkin ve ekonomik yöntemler arasında yer almaktadır. Kafein tüketimini sınırlamanın yanı sıra alkol ve sigaradan kaçınmak da östrojen hormonu üzerinde olumlu etki bırakabilir. Hekim kontrolünde, östrojene benzer içerikli gıdaların ve takviyelerin tüketilmesi, östrojen düzeylerini artırmada etkili olabilir. Bitki bazlı östrojenler olarak bilinen fitoöstrojenlerin menopozdaki sıcak basmaları üzerinde etkili olduğu gösterilmiştir. Baklagiller, tohumlar, susam, soya fasülyesi, keten tohumu, havuç, elma, üzüm, kırmızı meyveler, fitoöstrojen içeren gıdalar arasındadır. Ayrıca, B ve D vitamini takviyeleri ile bor mineralinin de östrojen mekanizmaları üzerinde olumlu etkileri olduğu belirtilmiştir.

Östrojen Hormon Tedavisi

alnızca östrojen replasman tedavisi değil, aynı zamanda kombine hormon tedavileri de vücutta östrojen miktarını artırmak için kullanılabilir. Bu tedaviler farklı formlarda mevcut olup oral, vajinal, kas içine enjeksiyon ve transdermal formları içerebilir. Östrojen hormon tedavisinin postmenapozal dönemde osteoporozu ve menopoz semptomlarını önleme, gebeliğe karşı koruma gibi etkilerinin yanı sıra hipoöstrojenizm, invaziv meme kanseri ve ilerlemiş prostat kanseri tedavisinde de kullanılabileceği bilinmektedir.

Östrojen, postmenapozal kadınlarda HDL düzeyinde artış (iyi kolesterol) ve LDL düzeyinde azalma (kötü kolesterol) sağladığı için, koroner arter hastalığı riskini azaltmada etkili bir ajandır. Ayrıca, doğum kontrol yöntemleri arasında yer alan oral kontraseptif ilaçlardan biri olan etinil östradiol, adet döngüsü sırasında yumurtlamayı önleyerek doğum kontrolü sağlar.

Östrojen Hormonu Yan Etkileri Nelerdir

Östrojen hormonu, kullanım şekline ve kişinin vücut tepkilerine bağlı olarak çeşitli yan etkilere neden olabilir. Doğal veya sentetik östrojenin yaygın yan etkileri arasında şunlar bulunabilir:

  • Göğüslerde hassasiyet
  • Bulantı ve kusma
  • Şişkinlik
  • Mide krampları
  • Baş ağrıları
  • Kilo artışı
  • Ciltte hiperpigmentasyon
  • Saç dökülmesi
  • Vajinal kaşıntı
  • Adet döngüsünde düzensizlikler

Daha ciddi yan etkiler arasında ise şu durumlar bulunabilir:

  • Hipertansiyon
  • İnme
  • Kalp krizi
  • Venöz tromboembolizm
  • Pulmoner emboli
  • Duygu durum bozukluğu
  • Astım alevlenmesi
  • Galaktore (süt salgılanması)
  • Meme başı akıntısı

Ayrıca, östrojen takviyelerinin kullanımıyla ilişkilendirilen riskler arasında endometriyal hiperplazi, vajinit, rahim ağzı (serviks) ve meme kanseri riskinde artış da bulunabilir. Bu nedenle, östrojenin vücuttaki dengesi düzenli olarak takip edilmeli ve herhangi bir kullanım öncesi veya sırasında doktor gözetiminde yapılmalıdır. Özellikle menopoz döneminde olan veya östrojen takviyeleri alan bireyler, düzenli kontrollerini yaptırmaları konusunda tavsiye edilir.